Sağlık Turizmi Nedir?
Küreselleşen dünyada her şeyde olduğu gibi elbette kronik hastalıklarda başta olmak üzere sağlık sorunları yükselişe geçiyor. Artan sağlık sorunlarından dolayı tedavilerin de aynı oranda gelişim göstermesi, dünya çapında sağlık kuruluşlarının yaptıkları araştırma ve geliştirme çalışmaları ile bilincin üst seviyeye taşınmasına olanak tanıyor. Koşullar, sağlık turizmi denilen sektörün, turizm sektörünün önüne geçmesine izin verirken, bunu bir fırsat olarak değerlendirebilen ülkeler, alt yapılarını, insan kaynaklarını ve gelişimlerini bu yönde daha da ileriye götürmek için çaba harcıyor. Özellikle Türkiye, hem devlet olarak hem de sağlık kuruluşları aracılığıyla yaptığı yurtdışı bağlantıları sayesinde talebe göre hareket ederek, tıbbi müdahalelerin yanında, spa, kaplıca, estetik ve sağlıklı yaşam konseptli hizmetlerinin, en yüksek seviyede olması için çalışmalar sürdürüyor. Sağlıklı yaşama verilen değerin artmasını bir fırsat olarak değerlendirebilen Türkiye, kendi içindeki sağlık turizminin gelişmesine katkı sağlayacak uzmanlaşmayı, dünya çapında rekabet edebilecek seviyeye taşıyor. Her türlü turizm çeşidinde olduğu gibi sağlık turizminde de, yapıldığı destinasyonun ne kadar geliştiği, yatırımların ne zaman ne şekilde yapıldığı ve bunu nasıl duyurduğu ile doğru orantıda olacak şekilde beklenen düzeye gelebilmektedir. Sadece medikal olarak iyi olmanız, diğer ülke vatandaşlarının sizi seçmesini kolaylaştırmıyor. Konaklama, ulaşım olanakları, potansiyel turizmin ne seviyede olduğu ve sağlık tesisleri ile ilgili görüşlerin olumlu veya olumsuz olması, sağlık kuruluşlarının ve elbette genel olarak ülkenin bu sektördeki yerini ve pazar payını belirliyor.
Sağlık turizmi en özet haliyle; bireylerin sağlık hizmeti alması amacıyla, bulundukları ülke dışında başka bir ülkeye seyahat ederek, o ülkede tedavi görmelerini sağlayan bir turizm çeşididir. Bu sağlık hizmeti tedavi edici, estetik uygulamalı, diş tedavilerini, göz sağlığını, yaşlı ve engelli bakımı veya rehabilitasyonu içerebilir. Bedensel ve zihinsel olarak sağlığını korumak isteyen bireyler, uzun süre boyunca hasta bekleme listelerinden çıkabilmek için farklı ülkelere seyahat etmeyi daha mantıklı buluyor. Elbette bunun yanında daha düşük maliyetlerde, daha iyi bir sağlık hizmeti alabilmek, daha kısa sürede tedavi sürecini tamamlayabilmek ve aynı zamanda gittikleri ülkede gezerek kültür seyahatlerini de bir arada yürütebilmek için sağlık turizmini tercih ediyor.
Diğer birçok ülkede zorunlu olmayan ameliyatlar ve tedaviler dışında kalan hizmetler, içinde bulunulan ve son dönemlerde yaşanan pandemi sürecinden dolayı, ülkelerin sağlık sigortası politikalarında değişimler yaşanmasına neden oldu. Birçok kişinin sağlık sigortalarını kaybetmeleri veya kısıtlamalara uğramaları, sağlık turizmi sektörünün önünü açar duruma geldi. Medikal turizmin faydalarından yararlanmayı seçen bireyler, uluslararası yolculuk prosedürleri tekrar devreye girer girmez harekete geçerek, almak istedikleri hizmet ile ilgili yolculuk yapmaya başladı. Genel olarak dünyada sağlık turizminin ekonomik boyutu yadsınamayacak bir boyuta gelirken, kendi ülkesinde vatandaşına medikal hizmet veremeyen ülkeler, bu pastadan paylarını almakta zorlanacak gibi duruyor. Bu anlamda Türkiye’ye bakacak olursanız, turizm alanında yaşanan kısıtlamalarından dolayı istenilen seviyeye gelemeyen ülke, sağlık turizmi sayesinde beklenen potansiyeli farklı kanallardan yakalayacağa benziyor. Sağlık sektörü ile turizm sektörünün birleşmesinden doğan turistik faaliyetler, hem sağlık alanında hem de turizm alanında gelişmenin yolunu açıyor. Özellikle medikal turizm alanında büyük bir yol kateden Türkiye, üst düzey sağlık hizmeti veren ülkelerle birebir rekabet içerisine girebiliyor.
Sağlık Turizmi Türleri Nelerdir?
Fiziksel veya zihinsel sağlığı iyileştirebilmek veya geliştirebilmek amacıyla, bulundukları ülkeden başka ülkelere konaklamalı yapılan ziyaretler sağlık turizmi olarak tanımlanır. Sağlık turizmi kendi içinde farklı türlere ayrılarak, bu sektörde hizmet alan bireyleri de kategorize edebilmektedir. Daha iyi anlaşılabilmesi için türlere ayrılan sağlık turizmi, amaçları ve uygulama yöntemleri bakımından birbirinden ayrılıyor. Bu türler arasında tedaviye yönelik olan medikal turizm, sağlığı geliştirmeye ve zihinsel sağlığı korumaya yönelik yapılan kaplıca, spa-wellness turizmi, engelli ve yaşlı bakım hizmetlerini içine alan sağlık turizm türü ve bağımlılıkla mücadeleyi de içinde barındıran rehabilitasyon hizmetleri başlıca sağlık turizmi türlerini oluşturuyor.
Medikal Turizm
Kendi ülkelerinden başka bir ülkeye tıbbi operasyonlar için yapılan ve konaklama içeren seyahatler, medikal turizm kategorisi içerisine girmektedir. Bunun yapılıyor olmasındaki en önemli etken elbette ki tedavi maliyetinin kendi ülkesinde pahalı olması ve alternatif başka bir ülkede çok daha ucuz bütçeler harcayarak tıbbi hizmet alabilmesidir. Bütçe dışında bir önemli husus ise hastanın başka bir ülkeye tedavi için gitmesi, psikolojik olarak geçireceği operasyona daha rahat hazırlanmasını sağlamaktadır. Genellikle cerrahi, göz, diş gibi tedavileri içine alan medikal turizm, ekonomik olarak en büyük payı elinde tutmaktadır. Trafik kazalarından doğan estetik cerrahiler, özel olarak talep edilen plastik cerrahiler, kemik iliği nakli, kanser tedavileri, diş bakım, göz tedavileri, saç nakilleri ve cilt hastalıkları Türkiye’de yapılan medikal turizmde ön plana çıkmaktadır.
Termal, Spa-Wellness Turizmi
Son yıllara kadar ihmal edilmiş bir sağlık turizmi türü olsa da, son dönemlerde sağlıklı yaşamın küreselde daha da yaygınlaşması ise kendisine pazarda ciddi bir yer buluyor. Türkiye ekonomisine katkısı yadsınamayan termal, spa-wellness turizmi, zengin doğal kaynakların olması ile birlikte daha da kolaylaşıyor. İnsan bedeni ile ruh bütünlüğünü bir arada geliştirmeyi amaçlayan bu sağlık turizmi türü, alternatif tedavilerin yanında bazı merkezlerde bakım ve zayıflama alternatifleri de sunuyor. Dünya genelinde geniş bir pazarda kendisine yer bulan spa-wellness, neredeyse 30 milyar dolarlık genel bütçesi ile yılda 30 milyondan fazla insanın seyahat etmesini sağlıyor. Sağlık turizmi incelendiği zaman, katkıları ve ekonomik büyümesi ile dikkat çeken medikal turizm ön plana çıkıyorsa da, ardından gelen termal, spa-wellness turizmi günden güne yükselişe geçiyor. Ne yazık ki, Türkiye’de yapılan termal turizm daha çok yöresel kaynakları ile yürütülmeye çalıştığından, bu alandaki turizm faaliyetleri yetersiz kalıyor. Hastalık sonrası rehabilite edilmesine ilişkin iyileştirmeleri de kendi içinde barındıran termal turizm, spa merkezlerinde sağlık personelleri gözetiminde hizmet veriyor. Sağlıklı yaşamın desteklendiği ve diğer gelişmekte olan dünya ülkeleri arasında fark yaratan Türkiye, yatırımlarını bu alanda daha da çoğaltma yolunda ilerliyor.
Yaşlı ve Engelli Bakım Turizmi
Genellikle iklim koşullarına bağlı olarak tercih edilen ve başka bir ülkede tedavi görmesi gereken yaşlı veya engelli bireylerin, tüm gereksinimlerini içeren sağlık turizmi türüdür. Türkiye’ye geldikleri andan itibaren sürecin başladığı, rehabilite edilecekleri merkezlere götürüldükleri ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli olan tüm hizmeti alabildikleri sağlık kuruluşları, özel koşullarda hizmetlerini sunuyor.
Sağlık Turizmi ve Türkiye
Turizm sektörü ele alındığı zaman doğal güzellikler ve tarihi ile ön plana çıkan Türkiye, son 10 yıl içerisinde sağlık turizmi sektöründe de bu güçlü yönlerini kullanmayı başarıyor. Ekonomiye yeni kazanımları sağlayabilmek ve tüketicilerden gelen talepleri karşılayabilmek açısından sağlık turizmine yaptığı teşvik ve yatırımlar her geçen gün artmaya devam ediyor. Doğru şekilde yapılanmış sağlık kuruluşları, iyi yetişmiş uzmanları ve müşteriye değer veren kaliteli hizmet koşulları ile diğer ülke rakiplerinin dikkatini çekiyor. Dövizin zaman geçtikçe yükselmesi, diğer ülkelerdeki sağlık sigortalarının kriterlerini zorlaştırması, ulaşımın artık eskiye göre daha kolay olması ve sağlık hizmeti alırken aynı zamanda tatil yapabilme imkanı bulmaları ile birlikte, yurtdışından gelen hastalar, fiyat ve hizmet dengesinden dolayı Türkiye’yi tercihleri arasına alıyor. Özellikle Asya, Arap ve Avrupa ülkelerinin Türkiye ile yakın olması, buralardan gelecek olan sağlık turizmi turistlerini daha fazla çekiyor. Birçok avantajı ile birlikte sağlık turizmine ayırdığı bütçesi ile dikkat çeken Türkiye, diğer ülkeler ile işbirliklerini çoğaltarak, doğru hukuki bir alt yapı ile sektöre hizmet verecek sağlık kuruluşlarını çoğaltabilir ve var olanları da geliştirebilir. Türkiye’de bulunan sağlık kuruluşlarının birçoğu, hasta sağlığını ve güvenliğini ön planda tutan akreditasyon belgesine sahiptir ve bu anlamda dünya genelinde ilk beşin içerisine girebilmeyi de başarıyor.
Sağlık Turizm sektörü tek başına, hiçbir yardım almadan büyüyebilecek bir sektör değildir. Türkiye, sahip olduğu zenginlikler ile birlikte bu sektöre destek olarak, pazardaki payını daha da çoğaltabilmektedir. Herhangi bir dünya vatandaşı olan hasta, sağlık turizm kapsamında seyahat edeceği ülkeyi seçmeden önce, onun ne kadar bilinir olduğunu, güvenlik açısından hangi standartlara sahip olduğunu, kültürel zenginliklerini ve bunların yanında elbette ki sağlık kuruluşlarının kalitesini inceleyerek karar verir. Türkiye’nin bu anlamda global markalara sahip olması, dünya çapında belirli alanlarda adını duyurması, yabancı hastaların seçimlerini kolaylaştırabiliyor. Sağlık turizmi turistlerinin Türkiye’yi tercih etme nedenleri arasında;
- Misafirperverlik,
- Fiyatların diğer ülkelere göre daha düşük olması,
- Sahil şeritlerinin uzun ve doğa ile iç içe olması,
- Ulaşım altyapısının iyi olması,
- Konaklama seçeneklerinin fazla ve uygun fiyatlı olması,
- Termal tesislerin ön plana çıkması,
- Yiyecek ve içecek alternatiflerinin daha doğal ve fazla olması,
bulunuyor.
Genel olarak sağlık turizmi uygulamalarında iyi bir noktada bulunan Türkiye, yatırım yapılacak ülke olarak farklı görüşler tarafından desteklenmiyor. Aksine, kendi içinde sağlık kuruluşlarına daha çok maddi destek verilmesi gerektiği savunulurken, sağlık hizmetlerinin de yeterli desteği görmesi ile birlikte; detoks, kilo verme, ozon tedavisi, kolon yıkama tedavileri gibi alanlarda imkanlar sunacak tesislerin geliştirilmesi ve çoğaltılması yoluna gidilmesi gerektiği tartışılıyor.
Her sektör ve ülke gibi Türkiye’nin de sağlık turizmi alanında değiştirmesi ve geliştirmesi gereken dezavantajları bulunuyor. Sektör içerisinde gerekli koordinasyon ve organizasyon yetersizliği, doğru bilgilerin kaynaklardan edinilebilmesini zorlaştırıyor. Bürokrasinin etkin ve doğru çalışmaması, mevzuatların karmaşık ve anlaşılır olmaması yanında sağlık turizmi sektöründe çalışan personelin, uluslararası mevzuatlardan da haberinin olmaması sorunları ortaya çıkarıyor. Ülke olarak yurtdışına yapılması gereken reklam ve ilanların yetersiz kalması, sağlık turizmi alanında büyümenin önündeki en büyük engellerden birini teşkil ediyor.
Diğer ülkelere nazaran birçok farklı avantaja sahip olan Türkiye, tarihi, kültürel, iklim, doğal kaynaklar, ormanları, uzun sahil şeritleri ve teknolojiye yaptığı yatırımlarla kendisini ön plana taşıyabiliyor. Ülkeye ulaşımın hava, kara ve deniz yoluyla olabilmesi de, sağlık hizmeti almayı kolaylaştırıyor. Gittikçe yaşlanan Avrupa ülkelerinden gelen ve termal, spa-wellness sağlık hizmeti almak isteyen sağlık turistleri günden güne çoğalıyor. Her ne kadar yaşanan politik süreçler ve pandemi, sektör içerisinde bir duraksama yaşatmış olsa da, ilerleyen günlerde bunun son bularak, tekrardan yükselişe geçeceği bekleniyor.
Sağlık Turizminde Türkiye’nin Tercih Edilme Kriterleri
Dijitalleşen dünya ile birlikte genel olarak bilgiye ulaşmanın kolay olması, Türkiye’deki sağlık kuruluşlarının verdikleri hizmetleri, sağladıkları avantajları ve kalite standartlarını kolayca bir başka ülkedeki potansiyel müşteriye ulaştırabiliyor. Yakın komşu ülkelerden gelebilecek sağlık turistlerinin Türkiye’yi seçme nedenleri arasında coğrafi olarak yakın olması ve kendi sağlık sistemlerinin, onlar için hem yetersiz hem de pahalı olması yatıyor. Son teknolojiyi kullanarak sağlık tesislerinde verilen tıbbi hizmetler, profesyonel olarak doktorların uluslararası başarılar göstermesi de bu nedenler arasında yerini alıyor. Genelde büyük ve denize ulaşımı olan şehirlerin sağlık turizmi açısından ön planda olması gözlemlenirken, sağlık çalışanlarına duyulan güven, tedavi ücretleri de tercih edilme kriterleri arasındadır. Ne yazık ki, kriterlerin yüzdeliklerine bakıldığı zaman, sağlık kuruluşunun kendi imkanları ile yaptığı duyurular ve bünyesinde çalışan doktorların uluslararası başarıları, ülkenin yaptığı tanıtımları görerek seçim yapan sağlık turistlerinin kat kat üzerine çıkıyor. Çeşitli araştırmalar, tanıtım çalışmaları, teknik altyapı veya güvenlik kriterleri göz önünde bulundurulduğu zaman, sağlık turistlerinin bu kriterlere göre seçimlerini Türkiye’den yana yapmadıklarını, daha uygun maliyetlere, başarılı doktorlardan hizmet alabilecekleri için tercih ettiklerini gösteriyor.